Lütfen, forumda yeni mesajların görünür duruma gelebilmesi için bir moderatör tarafından onaylanması gerektiğini unutmayın.
Konu Gösterimi (Sizden önceki Mesajlar) |
Gönderen Nesly su - 23-07-2024, 06:25 PM |
Bir zamanlar, para harcama limitimiz yoktu çünkü paramız yoktu Evet, doğru duydunuz, biz fakir fukara insanlardık ama güzelliklerimiz vardı. Hem de çokça... Gecekonduda doğmuş, orada büyümüş bir çocuktum ben. Hayallerimiz de o denli küçüktü ki, bir kova suya düşen taş gibi yayılan halkalar gibiydi. Ama içimiz içimize sığmazdı, o kadar söyleyeyim. 80'ler kuşağının müdavimleri olarak, şimdikilerin orta yaş bunalımına teslim olmadan önce, geçmişin güzelliklerini hatırlayan sadece ben değilmişim. Evet, evet, o dönemlerde ne güzel günlerdi öyle. Şimdiki nesil anlamaz tabii, suçlamak değil elbette onlar teknolojiyle büyüdü, biz ise sokakta top oynayarak, ağaçlara tırmanarak büyüdük. Ne telefonumuz vardı içine saatlerce gömüldüğümüz, ne internetimiz. Ama ne eğlenceli günlerdi öyle... Bakkala gidip 1 lira karşılığında aldığımız şekerleri hatırlıyor musunuz? bizim nesil size soruyorum. Şimdiki çocuklar şeker almak için markete gidiyor, biz ise bakkala koşardık o zamanlar. Bir de o zamanlar çikolata almak için bakkala gitmek ne büyük bir heyecandı lükstü hatta. Şimdi ise çikolata çeşitleriyle gözümüz dönüyor, hangisini alacağımızı şaşırıyoruz. Ama en güzeli de sokak oyunlarıydı unutamam. Akşamları mahallede toplanır, yakalamacı, saklambaç, seksek oynardık. Basit ama ne eğlenceliydi bilen bilir. Şimdiki çocuklar ise bilgisayar başında oyun oynuyor, biz ise sokaklarda koşturup ter atardık. "Terli terli su mu içtin sen gene" diye hasta olduğumuz zaman dayak yiyen nesil de bizdik. Belki de onların enerjisi bitmiyor, çünkü bizim enerjimizi sokaklarda harcamıştık hep. Bir de televizyon keyfi vardı o zamanlar. Siyah ve beyaz. Ama tek kanal. Şimdi ise yüzlerce kanal var ama bir türlü ne izleyeceğimize karar veremiyoruz. Ben film izlerim sadece tv izlemeyeli de uzun zaman oldu. O zamanlar herkes aynı diziyi izler, ertesi gün okulda o diziyi konuşurduk. Şimdi ise herkes farklı bir şey izliyor, ortak konu bulamıyoruz. Neyse, uzatmayayım. Geçmişin güzelliklerini hatırlamak güzel ama şimdiki zamana da ayak uydurmak lazım. Belki de ileride bizim dönemimizi de özleyen bir nesil olur, kim bilir? Ama şimdilik, teknolojinin nimetlerinden faydalanarak hayatın tadını çıkarmaya devam edelim. Hem geçmişi özlemekle de ne oluyor ki, değil mi? Haydi bakalım, şimdi yeni bir akşam başlıyor. Gündüz geceye gebe. Biz de demini almış bir Ankara akşamına... ... .. . ... .. . ... .. . |
Gönderen Derya Deniss - 23-07-2024, 11:50 AM |
Plaklar, pikaplar. Gördük, aldık sevdik ama Aması var bir dönemin kapanışına denk gelmişiz, daha çok kaset kullanırdık. Pratikti kasetçalarlar. Pilleri de gömçürdünmü koca makina elde gezerdik. Kısaca teyp bir parçamızdı. Evet siyah beyaz yıllardı ama ne çok rengi varmış bugün anlıyoruz. Wolkmen'i olmayan genç olur mu ? Çok şeyimiz vardı desem inanmaz kimse. İnanmazlar zira en azı ile nasıl mutlu olurmuş insan. Radyo kıymetli idi. Kısa dalgadan polis radyosu dinlenir, uzun dalgadan arkası yarınlar takip edilirdi. Her dalgaya bir kaç istasyon düşerdi. Şimdiki gibi buçuklu frekanslar yüzlerce kanal yoktu. Yetiyormuş meğer. Çıkma rulmanlardan bilyalı araba yapar kayardık yokuşlardan. Gürültü yapıyorsunuz diye kovalarlardı. Skoteri biz icat ettik. Herkesin tahtadan yapılma bir oyuncağı vardı. Kapıcının oğlu kızı mekap yada esem sport ayakkabı giyerdi. Mühendisin oğlu kızı da aynından. Sosyal sınıflar yoktu. Öğretmen doktor mühendisle, işçi bayram komşu idi apartmanda. Mühendisin tospası, doktorun hacı muratı, askerin renosu vardı. Anadola binerdi işçi Bayram. Hafta sonu pikniğe gidilecekse arabası olanlar davet ederdi. pınarlardan su doldurulurdu, içmek için. Öğretmen amca javasının arkasına atar bizi de götürürdü pınara. Öyle günlerdi işte. Bir de Barış gibi onur duyduğumuz sanatçılar ... |
Gönderen Nesly su - 22-07-2024, 07:35 PM |
Çocukluğumda Barış Manço'nun şarkıları benim için gerçek birer hazineydi. Hele ki o meşhur "Kol düğmeleri ve Eski bir fincan" şarkısını duyduğumda, hemen havalara uçardım. Trt tek kanallı siyah ve beyaz. Teknoloji hak getire kasetlerimiz vardı bizim. Komik olan şu ki, o zamanlar kasetlerin geri sarma tuşu vardı ve her seferinde en sevdiğim şarkıyı tekrar tekrar dinlemek için o tuşa basmak zorunda kalırdım. Bozulurdu bir süre sonra kaset yenisini aldıramazdık büyüklerimize. Ne günlerdi ama. ... .. . ... .. . ... .. . |
Gönderen Derya Deniss - 20-07-2024, 08:55 PM |
Cengiz Özkarabekir imzalı belgesel film. Barış Manço'nun hayat hikayesini anlatan bu film TRT'de yayınlanmıştır. Barış Manço Müzesi 1. Bölüm |